Gündüzlerimi ve gecelerimi ele
geçiren kitap... Shakespeare ve Cervantes gibi iki devin sohbetinin roman
boyunca size eşlik ettiğini düşünün. Evet, romanın kurgusu ve olayların
aktarılmasının bir kısmı bu sohbetlerle sağlanmış... Ama ne sohbet, muhteşem.
Sohbetin bir cümlesiyle,
olayların yaşandığı yere gidiyor sonra oradan yine kendinizi Cervantes' in
odasında buluyorsunuz Barbaros kardeşlerin hayatını okurken. Kimler ve neler
yok ki Machiavelli, Leonardo Da Vinci, İncil, Tevrat, Kur'an, Mevlânâ, Şems,
Shakespeare' in oyunlarından ve Don Kişot'tan alıntılar. Daha sayayım mı...
Kafanız mı karıştı, yok yok hiç
karışmasın! Bütün bunlar, bunca kişilik öyle yerli yerinde ve doğal ki gerçek
tarihi olaylar eşliğinde kendinizi film izliyor sanıyorsunuz. Geçişler o kadar
güzel yapılmış. Zaten uzun metrajlı film projesi imiş, üçleme romana çevrilmiş.
Diyeceksiniz ki aşk yok mu aşk,
var elbet ama bu kitapta istediğiniz yoğunlukta değil. Oruç Reis denize aşık,
sevgiliyi sever gibi...
Hızır Reis ise siyah saçlı kömür gözlü Berberi kızı Felipa'ya tutulur amma
velâkin vuslat epey geç gelir, bir tek gececik ve sonra yine ayrılık.Çünkü
Felipa başka bir denizci tarafından kaçırılır... Andrea Doria!
O da Hızır gibi ilk görüşte
vurulmuştur Felipa’ya. Onu Türklerin elinden kurtardığını düşünür ama
Felipa'dan hiç beklemediği bir cevap alır. Hızır Akdeniz'i talan eder Felipa'yı
bulsun diye ama nafile.
Cevabı diğer kitapta sanırım, çünkü Hızır hem abisi Oruç'un intikamını almak
hem de Felipa'yı bulmak adına Akdeniz'in sularını tutuşturmaya kararlıdır...
Bu arada Osmanlı İmp.nun başına
Yavuz Sultan Selim geçmiştir ve halife olmuştur.
Aynı zamanda her kesin ele geçirmeye can attığı Kutsal Ahit Sandığı Sultan'a
verilmek üzere Piri Reis' tedir. Yanına yaklaşan herkesin ölümüne sebep olan
içindeki zehirli tabletler nedeniyle Sultan'ın sandığı açmamasını ve bu sırrı
çözmek için zaman ister Piri. Bu sırrın ise Colomb'dan aldığı haritada işaretli
yerle bir ilgisi olduğunu düşünür Piri Reis... O yer Kudüs' tür!
Özetle, gerçekten kaliteli bir
eser var karşınızda! Beni benden aldı, elimde kalem cümleleri çizmekten helâk
oldum...Pek çok şeyi paylaşmak istedim sayfamda ama imkansızdı elbette.
Paylaştıklarım ise okuyacak olanlara bir fikir vermiştir umarım. Ve daha sonra
da bu kitaptan alıntılar yapmaya devam edeceğim sanırım.
İkinci kitap için heyecan duyuyorum, çünkü yarım kaldı. O da Hızır'ın hikâyesi
olacak belli ki! Ve gerçek tarihin akışını yaşarken Hızır, Andrea Doria ve
Felipa üçgeninde yaşananlar sadece Akdeniz’i değil hepimizi heyecana
sürükleyecek eminim.
Yazdıklarım sizi korkutmasın,
tarih okumayı sevmiyorum diyenler için bile muhteşem bir eser bu!
İngilizce çevirisi 2016 yılında Avrupa ve ABD'de yayımlanacakmış...Öyle okudum
bir yorumda.
Kapağının ve grafiklerinin
tasarımından tutunda arkadaki üç sayfada paylaşılan Kaynaklar bölümüne, elbette
muhteşem bir kurguyla sizi alıp götüren olay akışına kısaca her şeyine cidden
bir emek verildiği belli olan ve bunu hissettiren bu kitabı okuyun diyorum...
Bu arada “Denizin Çocukları”
kitabı ve seri gerçekten de yazarı Deniz Hanım’ın çocukları olmuş gibi
kelimedeki çift anlamı da sevdiğimi belirtmek isterim. En azından ben böyle
algıladım!
Değerli yazarı Deniz
Uzunoğlu’na ve bizi bu kitapla buluşturan Doğan Kitap’a teşekkürler!!!
Barbarossa - Denizin Çocukları
Deniz Uzunoğlu
Kitap Yorumcunuz : Handan G.