20 Ağustos 2015 Perşembe

BOŞANIRKEN - Elif Kask



Ben güçlülerin tepesindeyim, onları sömürüyorum, onlara ne yapacaklarını söylüyorum. Her ne kadar benim yaptıklarım suç gibi görünse de, inan bana, devletleri yönetenler de aynısını yapıyor. Çıkarları doğrultusunda cinayetler işletiyor, rejim değiştiriyor, ilaç şirketlerine para kazandırabilmek amacıyla salgın hastalıklar çıkartıp masum insanları öldürüyor, kimyasal silahları insanlar üzerinde test ediyor, ilaç mafyası için tedavisi bulunmuş ölümcül hastalıkların ilaçlarını piyasaya sürmüyorlar.”
Kim mi söylüyor çok tanıdık gelen bu cümleyi; yeni bitirdiğim romanın erkek kahramanı Ukraynalı Robin Hoodvari FBI ın dünyanın en tehlikeli adamı olarak tanımladığı mafya , güçlü ve adaletsizlerin korkulu rüyası Matteo Mogilevich. Kadın kahraman ise Türk asıllı Amerikalı psikolog Prof. Naz Houghton.

Kitabın yazarını ilk kez okudum. Tesadüfen aldığım bir kitaptı. Romanın ortasında seri cinayetleri kimin işlediği belli olmasına rağmen merakını askıda bırakıyor. Amerikan Aile Mahkemeleri ve adalet sistemine ciddi eleştiriler var. Zaten yazar da kendi boşanmasından yola çıkarak gerçekle kurguyu birleştirdim diyor.

Romanda ilginç psikolojik tahliller de yapılmış. Boşanırken mağdur edilmiş 400 kadının sözcüsü Naz seri cinayetler işlenmeye başlayınca medyanın gündemine oturur. Çünkü öldürülenler mahkemenin hakimleri, sahtekarlık yapan avukat ve kocalardır. Katilin ise özel bir yöntemi vardır mesaj olarak bıraktığı taa eski Mısır'ın adalet tanrıçasına kadar giden. Cesetlerin yanında bir terazi bırakır, her iki kefesine ne koyuyor dersiniz? Okursanız öğrenirsiniz…

FBI dedektifi Billy Oakland ise cinayetleri çözmekle görevlidir ve vergi suçundan hapse giren Matteo’nun psikoloğu olarak görevlendirilen Naz ile birlikte bu seri cinayetlerden sorumlu olduğuna inanmaktadır. Fakat delil bulamamaktadır. Acaba bunu ispatlayabilecek midir yoksa ava giderken avlanacak mıdır? Son derece kontrollü olan Naz acaba nasıl bir kırılma yaşayacak? Ve bunun sonunda ne yapacak?

248 sayfa su gibi akıp gitti. Sizi çok şaşırtan kafa bulandıran bir kurgu olmamasına rağmen gerçeklerle harmanlanıp verildiğinden sıkılmadan okuyabiliyorsunuz. Kitapta yine epey bir cümlenin, paragrafın ve bazen de sayfanın tamamının altını çizdiğim yerler mevcut. 

Mesela Matteo diyor ki: “ADALETİ GETİRMESİ GEREKEN HÂKİMLERİN SUÇ İŞLEDİĞİ BİR SİSTEMDE, O SİSTEME KARŞI YİNE DE SUÇ İŞLEMEZ MİSİN? YANİ BAŞKA BİR DEYİŞLE, SUÇU İŞLEYENİ GÖRÜR, HAKKIN YENDİĞİNE ŞAHİTLİK YAPAR VE SESSİZ Mİ KALIRSIN? O ZAMAN BANA DA SESSİZ KAL! HER SUÇLUYA VE İŞLENEN HER SUÇA SESSİZ KAL! HÂKİM MERLE GİBİLERİNİ ADALETİN BAŞINA GETİREN SİSTEME KARŞI İŞLENEN SUÇ CEZAYI DEĞİL ÖDÜLÜ HAK EDER.”


Bir de Naz’dan alıntı yapalım: Doğamızı, yaradılışımızı değiştirip koyduğumuz kanun ve kurallarla, kendimizi hayvanlar dünyasından çıktığımıza inandırdık, ama bu sadece bir fantezi. Yaşadığımız dünyada da aynen ormanda olduğu gibi güçlüler güçsüzleri yiyerek güçleniyor. Bazen öldürerek, bazen sömürerek… ADALET GÜÇLÜNÜN İKİ DUDAĞI ARASINDA.” 


"Bir ülkede suçun gerçek suç olması için kanunun adil olması, kamu vicdanı ve insanlıkla örtüşmesi gerekir. Aksi takdirde, adaletten ve vicdandan yoksun kanun ve kurallara karşı işlenen suç, suçlu değil kahraman yaratır."

Özetle okunabilir bir kitap, sıkılmazsınız.

ELİF KASK

BOŞANIRKEN


Kitap Yorumcunuz : Handan G.
Share:

0 yorum:

Yorum Gönder

Follow on Facebook

KitapYorumcunuz